Yarışsever demeyi bırakarak artık Bahissever kelimesini kullanmak istiyorum. Gözlemlerim ve duyduklarım artık beni öyle noktalara getirdi ki At Yarışı ve At Sevgisinin bahislere katılımla hiç ilgisinin olmadığını belki geçte olsa anladım.  Her insan karşısındaki kendi gibi zannedermiş ya galiba bende tüm bahis oynayanların Atları sevdiklerini düşünüyordum. Aranızda ben Atları seviyorum onun için bahis yapıyorum, yarış seyrediyorum diyen varsa kendisini tenzi ederim ama ben artık bu olayın boyutunun değiştiğini düşünüyorum.
Pazar akşamı İzmir’de koşan Turbo’ya 300.000 TL civarı Ganyan basıldı. Geçen yarışında yanlış hatırlamıyorsam bu rakam daha fazlaydı. Bayilerin belli bir limiti olduğunu, normal bir bahisseverin ganyanı 1.05 çıkacağı belli olan bir ata gidip cebindeki 10 lirayla, 100 lirayla ganyan almayacağını düşünürsek bu oynanan bahisin büyük bölümünün Hipodromlardan  ve  bir kaç elden çıktığını düşünebiliriz. Belki bir ekip veya kurum bunu yapmışta olabilir. Olay yarış sevgisinden çok bahis sevgisine dayanıyor.
2 dakika koşacak % 5 kazanç getirecek başka bir yatırım aracı yok. Bu güzel getiri için evini arabasını satıp bu işe yatıran uyanıklar varsa bilemiyorum ama oynanan bahislerin toplandığı yerleri ve hangi makinalardan basıldığınıda çok merak ediyorum. Bu bahisin geri ödemesinde TJK’nın zarar ettiğide çok bariz belli. Turbo bundan sonra Bahis Harici koşturulsa hiç şaşırmayın. Çünkü kazandığı yarışlarda TJK zarar ediyor ve bu akşam koştuğu yarış gösterdiki bu şekil koşulursa geçilmezliği ortadan kalkacak. Turbo bundan sonra Gerçek bir Yatırım Aracı olabilir ve tüm kendisine inanan bahisseveri bir anda yatırabilir.
Bahisseverin mağdur edildiğini düşünerek yarışları protesto eden arkadaşlar oldu. Bunu yaparken başarısız olacaklarını ve fazla etki etmeyeceğini düşünmedilerse kendi hataları. Genç bir ekip ve yeni bir site. Protesto yerine ciddi bir mail kampanyası başlatsalar Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Yüksek Komiserler Kurulu ve TJK’yı rahatsız etseler, en baş kişilere kadar ulaşsalar bence çok daha başarılı olurlardı. Bir şeyler yapmak istiyorlar ve ileride daha organize olarak bunu başarabilirler. Fakat ses getirici bir tepki vermek için bahisseveri internete taşımalı ve onlara derdinizin ne olduğunu anlatmalısınız. Kitleniz ve ulaştığınız kesim sınırlıysa bu tür bir girişimde başarılı olmanız zor.
Bahisseverin internet serüveni daha çok yeni. Sınırlı sayıda bahissever internete giriyor ve onun nimetlerinden faydalanıyor. Oynanan kupon sayısının internete düşen miktarıda sınırlı, yüzdesi çok düşük. Ne zamanki internet siteleri olarak günde en az 50.000 farklı kişiyi ve günde 500.000 sayfa sayısını yakalıycaz işte o zaman bazı durumlarda söz söyleme şansımız olucak. Şu anda dikkate alınmayan, sözü dinlenmeyen evin en ufak çocukları gibiyiz. Yeni doğduk ama en hızlı büyüyen biz oluyoruz, bundan da kimsenin haberi yok. At Yarışı medyasında yatırım yapılması gereken sektör şu anda internet. Bülten, gazete veya televizyon programlarını düşünün konuşulanlar, yazılanlar o an için duyuluyor okunuyor ama hemen unutulup gidiyor.
İnternet öyle değil. Benim 2002 yılında yazdığım yorumları, 2004 yılında yazdığım yazıları arattığımda buluyorum. Silinmiyor ve istediğiniz zaman tekrar okuma şansınız oluyor. İşte internet medyasının en büyük avantajı bu. Bir televizyon programını veya bir gazeteyi saklamanız arşivlemeniz zor ama internet sitesi öyle değil. Data’lar hiç silinmiyor devamlı üstüne ilave oluyor. Bu avantajı ileride iyi kullanmamız ve ses getirecek yenilikler yapmamız lazım. Zaten site olarak bir hedefimiz var ve var gücümüzle bunun peşindeyiz.
Şimdilik bu kadar yeter. Gelecekte yazacak daha çok şeyimiz olacak.
Sevgiyle Kalın…
Ufuk Çakır
15.02.2009
Pazar / 23:00
Pin It