Hilal Ergenekon ile İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda Özel Röportaj 

Hilal Ergenekon ile At yarışı, medya ve internet dünyasını konuştuk.

Öncelikle buradan bahsedersek İstanbul Veliefendi Hipodromu’ndayız neler söylemek istersiniz? 
Burası benim İstanbul’daki ilk işyerim. Tüm maceranın başladığı yer de diyebiliriz. 2004 yılından 2007 yılına kadar yaklaşık 4 yıla yakın TJK TV’de çalıştım. Türkiye’de hem ekran yüzü olan hem de at yarışı bilen kadın bulmak kolay değil o konuda kendime güveniyorum güzel bir iş birliğimiz var. Tabi bu iş özellikle uzmanlık gerektiriyor yarışlarla ilgili bilgi birikimi gerekiyor. Atın annesi, babasını hatta anneannesini bilmelisin. Spor basınından spor müdürlüğüne kadar yükseldim haberden yayıncılıktan anlıyorum. Burası şu an kendimi mutlu ettiğim bir bahçe gibi. Haftada en az 3 gün buradayım, randevularımı burada veriyorum medyadan birçok arkadaşım geldi hepsi çok sevdi sektörle at yarışları arasında bir nevi bir köprü olduğumu düşünüyorum.

Buradan sonra ilk çalıştığım kanal TGRT Haber oldu. Oradaki müdürlerimi getirdim hipodroma onlar da gördükten sonra sevdiler. Genel spor basınında at yarışının yeri çok farklı, spor basınında at yarışının yeri çok fazla ama daha fazla olmalı mı dersek evet olmalı.  Atçılıkta ikramiyeler çok önemli, sadece para kazanmak değil bu gönül işidir Kimse bu işi para için yapmaz bir hobi hatta bir çeşit delilik hali.  Atı yetiştirip gönül veriyorsunuz, dünyanın masrafını yapıyorsunuz yemini yedi mi, sağlığı iyi mi, nasıl koştu onunla yatıyor onunla kalkıyorsunuz. Bu para için yapılabilir mi? Atı sevmek gönül vermek çok farklı bir şey. Türkiye Jokey Kulübü Ailesi üyesi gibisiniz. Nerede çalışırsam çalışayım her zaman kendimi bu ailenin bir üyesi gibi hissettim. Burada yaptığım iş at yarışı yorumculuğu ve moderatörlük benim hobi işim bir nevi. Ben de arada oynuyorum ve büyük keyif alıyorum. Ayrıca TJK bayramlarda etkinlik düzenler, ülkenin çeşitli kurumları için fon oluşturur, tarihi miraslara sahip çıkar, birçok önemli sosyal sorumluluk projesinin altında imzası olan bir kurum. Bu ailenin bir parçası olmak gurur verici

TJK TV’de yayınlanan Yarış Zamanı programınızdan biraz bahsedebilir miyiz ?
Teknik içerikli bir program, yarışla ilgili genel bilgi veriyoruz. Yarışlar başlamadan önce bir ön yorumlama yapıyoruz tabi arada birçok espri de oluyor ama genel olarak bir analiz programı. Geçmiş yarışların değerlendirilmesi, koşulacak olanların ön görüsü genel olarak programın içeriğini oluşturuyor. Ama bu bir şans oyunudur günün sonunda tabi ki şanslı olan kazanır. 

Şu anda TV8’de Günaydın Doktor Programı’nı sunuyorsunuz. Habercilik bitti mi?
Bundan sonra hep program mı? Aslında her yeni işimle birlikte farklı bir Hilal doğuyor ve onunla karşınıza çıkıyorum. Ben de her yeni projede kendime bir şeyler katıyorum,  hep yenilik var yeni bir şeyler öğreniyorum. 2004’ten beri hep ekranda oldum sayıca 10’dan fazla kanalda çalıştım. Haber de sundum talk show da… Şimdi de sağlık programı sunuyorum. Habercilik bitmez o benim mesleğim sonuçta diplomamda gazeteci yazıyor. Haber spikerliği bitti mi dersen sanırım o dönem artık kapandı. Şu an geldiğim noktada yaptığım programları da haberci kimliğimle harmanlayarak yapıyorum.  

Son yıllarda sağlık programcılığı yükselişte siz nasıl bakıyorsunuz?
Sağlık programlarının kaliteli olması şart. Bir kere ekrana çıkardığımız doktora kefil oluyoruz biz. Eğer bizden o kişiyi duyan bir hasta mağdur olursa şahsen ben bunun manevi yükünü kaldıramam o yüzden konuklarımızı özenle seçiyoruz.  Bir yandan bilgilendirirken bir yandan da eğlenceli hale getiriyoruz. Her program özünde bir TV showudur haber değilse… Bana göre sağlık programı haberle eğlencenin bütünleşmesi. Yoksa sağlık semineri ya da belgesel olurdu.  Öncelikle halkın sağlığını önemsiyor olman gerekir. Bir doktor çıkarıyorsam o doktora gitmem gerekiyor. Bir hatası yüzünden izleyici zarar görürse bu veballe yaşayamam. Yani demek istediğim önce sağlık; insanlara bir faydası olması gerekiyor. Ardından da show; izleyen bilgilenirken keyif almalı.

Tüm sağlık programlarının ortak misyonları var. Mesela belli hastalığı yıllarca taşıyan bazı kişiler bunu kader olarak algılıyor ama bizler yeni tedavi yöntemlerini ekrana taşıyoruz. O hasta da yıllarca boğuştuğu sıkıntısından kurtulabileceğini öğreniyor. Çaresiz insanlara umut ışığı olabilmek de bu işin manevi boyutu ve çok şeye bedel. Tabi ki dikkat etmemiz gereken çok konu var. Mesela sağlıkta reklam kokan hareketlerden kaçınmak gerekir RTÜK zaten buna müsaade etmiyor.

Biz kaliteli bir iş çıkarmak, eli yüzü düzgün, temiz, karakterli bir program yapmak için var gücüyle çalışan bir ekibiz.   Partnerim Ali Osman Apaydın da alanında bilgili başarılı bir medikal estetik hekimi. Onunla birlikte iyi bir ekip olduk. İyi bir program partneri başarılı bir sunucu oldu birçok konuda birbirimizi tamamlıyoruz.  Sağlığını önemseyen kitle ekran başında hem bilgi almak istiyor hem de sıkılmak istemiyor. İnternetten araştırıyor, örneğin burun estetiği konusunda o kadar çok bilgi kirliliği var ki… Biz güvenilir doktorları çıkarıp bütün metotları anlatmalarını sağlıyoruz. Hasta kendi doktoruna gittiğinde bilinçli gidiyor kendisine uygun tedavi yöntemini talep edebilecek durumlara geliyor. İzleyenleri bilinçlendirmek önemli.

Ben haberciyim zaten içimin bu anlamda rahat etmesi gerekiyor.  Sizi birçok kanalda gördük her görüşe ait kanalda çalıştınız, belirleyici olan nedir sizin için? Ben bir profesyonelim. Beni heyecanlandıran bir proje çıktığında şartlar koşullar içime sindiyse o işi yapmak isterim. Açıkçası gelecekte de bu mesleğe devam etmek istiyorum. İçim çok rahat çünkü bütün çalıştığım kanalların kapısını yeniden çalabilecek durumdayım.  Hepsi benim nasıl canla başla çalıştığımı, temiz mesai yaptığımı, ayıpsız, entrikasız biri olduğumu çok iyi bilir.   Ben profesyonel bir futbolcu gibiyim, her kulübün takımında forma giyebilirim. Bu konuda geçmişte birçok eleştiri de aldım. Hilal o kanal olur mu bu kanal yakıştı mı? Benim çizgim de, yolum da, duruşum da bellidir. Hiçbir kanalda bu değişmedi.

Kalın kırmızı çizgilerim yok mu? Elbette var.
Mesela Atatürk sevgisi bu çizgimi belirler, çizgi geçilirse gerekirse işimi bırakmayı tercih ederim. Ben her zaman önce iyi bir şey yaptığıma inanmalıyım. “Hilal bunu da yaptı” dedirtecek işlere imzamı attım atmaya da devam edeceğim…

Peki yaptığınız iki önemli program dışında farklı neler var hayatınızda? 
Şimdilerde oyunculuğa merak sardım, çevremde çok fazla oyuncu arkadaşım var. Onların da tavsiyeleri ve yönlendirmesiyle oyunculuk eğitimi aldım. Bunun benim sunuculuğuma da pozitif katkısı oldu. Haber spikeri ciddiliğinden çıkıp daha esnek bir program sunucusu olabildim bu sayede.  Haber sunduğum günlerde oyunculuk konusuna biraz direnç göstermiştim ama artık kendimi oyunculuğa yatkın buluyorum. Günümüzde oyuncular program sunuyor, ben neden oyunculuk yapmayayım diye düşünüyorum. Ben sistemi sorgulamıyorum, ben ne yapabilirim?

Daha başka, daha iyi, daha faydalı ne yapabilirim?
Hep bu yönde ilerliyorum. Bence insanın yeteneği ve hevesi varsa her şeyi yapabilir. Günün birinde beni bir sinema filminde görebilirsiniz. Bunların yanı sıra ders veriyorum. Öğretmenlik de çok hoşuma gidiyor.    Youtube üzerinden insanlar kanal kuruyor, özellikle sağlık alanında çok aktif youtuberlar var.

İnternet mecrasına siz nasıl bakıyorsunuz?
Biz öğrenciyken gazeteler bitti artık TV onların yerini aldı derlerdi. Şimdi televizyon bitti artık internet var diyorlar. Bana sorarsanız hiç biri bitmedi, bitmez. Çünkü hepsinin yeri, tadı ayrı. Bir kahvaltı sofrasında okunan gazetenin bir seyahatte okunan derginin tadı internette var mı? Televizyonun da yeri ayrı; oturma odalarımızın baş tacı televizyon. İnternet ise daha bireysel avuç içimizde, kucağımızda duruyor.  Eğer siz iyi iş yapan bir medya kişisiyseniz her an her yerde, hepsinde olabilirsiniz. Ben şahsen hepsine sıcak bakıyorum asla reddetmiyorum. Hangi mecra popüler olacaksa biz de orada olacağız demektir.  Youtube inanılmaz geçerli bir medya gücü haline geldi. Üstelik reklam kısıtlamaları, kuralları da yok daha özgürsünüz. Açıkçası orada TV’de kısıtlandığımız konuları genişçe ele alıp daha araştırmacı bir alana yönelip bir şeyler yapabilirim. 

Ben yeniliği çabuk benimseyen, seven, hayatına adapte eden bir aileden geliyorum. Eğer yeni bir teknoloji varsa onunla dost olmak zorundasın. Mesela Kırmızı Türk ilk açıldığında bizim camiadaki insanlar çok ters bakmıştı, onların da korkuları vardı tabi ama yıllar içinde bu site farkını ortaya koydu ve çok aktif bir spiker dünyası oluşturduk.  Artık yeni nesil ünlüler interaktif. Eski ünlüler fil dişi kulelerde yaşarmış, kimse normal hayatlarını bilmezmiş. Şimdi artık biz ekran kişileri, izleyiciler için ulaşılabiliriz, herkesin arasında normal hayatlar yaşıyoruz. Hayatın tam ortasındayız. Ben iletişimci olduğum için yıllar önce izleyicilere saygı duydum onların eleştirilerini her zaman dikkate aldım.

Biz iletişimde “feed back” deriz. Türkçesi geri bildirim.
İzleyici fikri altın değerinde benim için her zaman iletişim kurdum onlarla ve kıymet bildim, onların karşısına çıkarken hep özenle hazırlandım.  Şu an bakıldığında artık iletişimde sosyal medya daha aktif. Yeni bir dönem geldi. Senin ünlün, sana ünlü çünkü artık kimi takip etmek istersen onu ediyorsun, sen seçiyorsun. Günümüzde en iyileri artık  sosyal medya ve internet üzerinde en çok seyredilenler belirliyor ve kesinlikle onu doğru kullanmayı bilmemiz gerekiyor. 

Şu ana kadar birçok program yaptınız onlar arasında en sevdiğiniz, kendinize en çok yakıştırdığınız format hangisi? 
Benim kendimi en çok ait gördüğüm program türü gece talk showu. İçerisinde kültür sanat olmalı müzik olmalı, yeni oyunlar, tiyatrolar, yeni filmler olmalı. Oyuncular, sanatçılar projelerini doya doya anlatabilmeli… A Haber’in ilk kurulduğu dönemler sunduğum Uykusuz Her Gece Programı böyle bir programdı ben sonra Atv’de haber sunmaya başladım tekrar. Meslek hayatımda en zor vedalaştığım program o oldu. Gece seyircisini de özellikle seviyorum algıları çok açık bir kitle, dikkatli ve yayına odaklı bir kitle. Bir gün yeniden onlara yayın yapmak için sabırsızlanıyorum.

Röportaj : Cengizhan KAYA
Fotoğraflar : Kadir Çivici  

Önce Vatan Gazetesi

Pin It